29 Kasım 2023 Çarşamba

Füsun'a

Çünkü acı gidenin değil kalanın hikayesidir ve hikâyeler kalanlara aittir.

Bazı günler önemli, çok önemli... 

Zaman.....; 

Çok kıymetli zamanlar, anlar, nasıl önemini yitiriyor. 

Kelimelerim çok evet,

Size iyi gelmeyen hatta gitgide sizi yiyip bitiren mutsuz olduğunuz bir ilişkiden çıkmayı başardığınız için suçlandınız mı hiç?

Bana kalacak yer bırakmayıp beni gitmekle suçlayamazsınız? Uçurumun kenarına itip neden atladın diye soramazsınız?

Düğümü çözmeye çalışmaktan yoruldum,  kestim ipi.

Ben hayalleri olan, sonsuz aşka inanan, ailesi olan... bir kızcağızdım...

Dünyanın karşı tarafına geçirilip orda yalnız bırakılan ben, eve dönmek için kendimi bulmam gerekti.. çok uzun sürdü... çünkü ben 12 yaşımda kalmıştım. Ben kendimi orda terk etmişim. Nerde durmam gerektiğini öğrendim. Nerede öldüğümü biliyorum. 

O gün, sessizlik çınladı, sokaklar, bir ışık daha söndü. Bir ocak söndü. Ağızdan çıkan tek bir cümle yıktı kurulan tüm düşleri yıkmaya...

Kör mü artık gözleri duymuyor mu hiç bizi, yıkıldı hayat, kırıldı zaman, devrildi üstümüze, direndi umut , dayandı karanlığa , filizlendi hayat , yükseldi bir çocuğun avucunda, hüznün sonu mutluluk.

Mağlubiyet sandığım bir çok şey zaferlerim oldu. Öğrenmek bitmedi.

Anlamam kolay olmadı...evime bakın, beni en iyi orası anlatıyor, ....

Hayatı sıfırdan, kendi kelimelerimle yeniden yazmak...

Yapabilirdim, yaptım da... yeni bir iplik, kendi ipliğimle ilmek ilmek dokumak... 

Kalem benim elimde yazıyorum yeniden, bir hikaye biliyorum, 

İnsan bir ömür öğrenemediğini 2,5 yılda nasıl öğreniyormuş.

Zaman insanları değiştirmezmiş, sadece özünde olanı ortaya çıkarırmış.. bu yüzden bazı insanlarla iki kez tanışılırmış. 

Ben nasıl düşman olunur bilmiyorum o yüzden her cephede önce kendimle savaşıyorum... Çok yordu bu halim beni.

Belirsizlik ve inanma istediği.....

Çaba, emek, SEVGİ, boşa gitmiş gibi.. Öyle değilmiş, hiçbir şey boşa değilmiş, Senin beklediğin değil, başkası ediyormuş teşekkürü sana,

Hiç benimsenmemiş olmak mı? Sahiplenilmeme mi? 

Canımı en çok yakan bir şey yok. Dağlardaki ağaç dalları gibi... bitmeyen uzayan giden liste... Her çıkan cümle, kelime, nokta, bakış benim canımı yakmaya yeter artar...

Değer vermek mi?  Değerli olmak bu değil.

Ben içinde senin olduğun koca bir belirsizliği yendim. Sen artık kimin baharını kışa çevirmeye gittiysen orda kal. Benim bahçem yeşermeyecek sana. 

Senin en çok neyini seviyor buldum geçen gün; !!!

Benim sana olan sevgimi, aşkımı, bende ki seni seviyor. Bendeki kıymetini, benim gözlerimdeki varoluş şeklini... 

Bu benim sevgim ki, bu size ait değil!!!  

Seni sen olduğun için seven birini daha da bulamazsın...  bulamayacaksın.. 

Bu aydınlanmayı yaşadığınızda huzur bulacak kalbim.


Beni kaybetmeyi göze alan biri için savaşmayı bırakmak en büyük cesaretim...

'sevdin, seviştin, üzüldün, hediyeler aldın, yanaklar öptün, eller tuttun, bir şeyler öğrenip durdun, gitti, geldi, gittin, geldin, her ne yaptıysan yaptın, kafanı yastığa kiminle koyduysan koydun, başkasıyla acıktın, başkasıyla doydun.' Buradan sana dönülmez artık.

Yine de ;

'İlk sevdiğim halini bir fanusta saklamak isterdim. '

Bir insan tam anlamıyla düşündüğü şeydir. Karakteri düşüncelerinin toplamıdır. dedi biri. Senin düşüncülerin artık benim bildiğim insana ait değil.

Hayatının hiçbir anını sana bağlı kalmayan bir insana bağlı kalmaya çalışarak, senin hakkında uzun zamandır kararsız olan bir insanın karar vermesini bekleyerek, sana dürüst olmamış bir insana güvenerek harcama demişler, ben hepsini oldum. ama bittii.

Senin dediğin gibi; herkes ait olduğu hak ettiği yolda yürüyecek.

Kendi kalitesine denk bir insanla yan yana yürünmeli hayat yolu çünkü;

Ne yas tuttum beee, sonsuza kadar sürecek sandığım, aşkımın bitişiyle yüzleşmek çok zor oldu.

aşka inancımı kaybetmek istemedim direndim çok.

Seninle ilgili son defa cümle kuruyorum. Bugün başladığı tarihte son buluyor. 

Senin için en son ne söylemek isterim..

 'Beni hiç hak etmedin.' 

İçimden bu geldi. Yolun yoluma değmesin. 

Ahhhhh Füsun, büyüdün, iyileştin, koşulsuz sevginin gücüne inandın, nezakete, şefkate sarıldın.

 Kalbinin iyiliğine sığındın hep,

Yalancıları, zorbaları sevmedin bir de aldatanları,

Çocukların nefesin oldu,

Annem, kardeşlerim, yakın dostlarım, ve evet çok insan tanıyorum büyük zenginlik

Bugün bir kapanış.

Bugün yeni bir başlangıç.

Füsun, Hayat sana göz kırpıyor kızım, hadi başla...



21 Eylül 2023 Perşembe

Ya aşk gibi aşk olacak dibine kadar Ya bu kalp seve seve yalnızlığa talip

Sevgilim sen bu satırları okuduğunda

Ben gitmiş olacağım
Çok demode biliyorum
Ama daha iyisini bulamadım

Mektup yazmayı da unutmuşum
Konuşmaya da cesaret edemedim
Ayrılığı yüzüme gözüme bulaştırırım diye

Lakin

Kim bilir kaç hayattan hatıra
Kolye gibi boynumda taşıdığım sorgulamadan
Gövdemin bir parçası gibi alıştığım
O görünmez zincir koptu

Meğer maviymiş gökyüzü
Elbette içerde inceden bir sızı
Hep bir suçluluk duygusu
Hep bir korku
Sandığımdan zormuş kazı

Üstüme biçilen elbise❤
Adıma seçilmiş hayat
İyiliğim için buyurulmuş
Çivili bir taht
Dağıldılar toz gibi hafif
Ve gülümsedi aynadaki muhalif
Dedi ki: “rahat kurgu bunlar”
Biz değiliz bu uyduruk tarif

Sevgilim ben gittim beni affet
İki gözüm iki çeşme hakikaten
Ya aşk gibi aşk olacak dibine kadar
Ya bu kalp seve seve yalnızlığa talip❤


Sezen Aksu


14 Eylül 2023 Perşembe

....................................




 "Peşinden gidebilen,

düzeltmek için çaba sarfeden
seviyordur.

Hatalar olur
çoğu zaman telafisi de olur
ama özensizliğin
ve içten gelmeyişin telafisi yok.
Burası sevgisizlik,
burası aşılmaz."

7 Eylül 2023 Perşembe

Doğumgünüm

Canım Kendim; 

Bugün doğum günün, bu ilahi sisteme dahil olduğun gün bugün.

Bu hayat bu kadar güzelken bu kadar zorluk neden? Güzelliği oradan geliyordur belki değil mi? Gençliğim acıyo... Bağırıyor canım cayır cayır....

Bu sene içim çok yoruldu. Kalp atışlarım hep sızladı.. Kelebeğin ayağına taş bağlayıp uç demişler gibiyim. Kanat var ama yük çok ağır.

Kendime telkinlerim var, kendimin elinden tutup sürüklediğim bir yol benimkisi...

Kızmadım, küsmedim, avaz avaz bağırmadım, dövüşmedim, savaşmadım... sadece üzüldüm.. ve bu üzüntünün beni çürütmesine seyir kaldım çoğu zaman..

Kaderine küsüp inzivaya çekilince mucize falan gerçekleşmiyor, gizemli biri gelip elinden tutup ayağa kaldırmıyor, kendi hayatını kendin çekmezsen su alıp batıyorsun derinlere.. kaç kere battım, kaç kere çıktım. Çıkmak istemiyorum, denizin derinliklerinde kaybolup gitmek istiyorum.

Heyyyy, batamazsın.. bırakamazsın... senin çocukların var... Heyyyy nereye?? Birde sen varsın nereye?

Biliyorum ışığını söndürdüler hem de kaçıncıya.. ama sen iyi bilirsin yeniden yakmayı ... senin olayın bu, sen seversin en kurak çölde çiçek açmayı... 

Yolun nereye vardığı önemli değil.. Yola bak sen Heyyy Füsun... 

Dünyanın kaç bucak olduğunu gördüm de geldim. Baharıma bir yol bulacağım... 

Aynadaki Kadın'a borcun var, gözleri hala 17 gibi canlı...

Mucize sensin, hayatın kolay olmasını bekleme, sen bu'sun. Merhametin diğer adısın, af dilemeyenleri, 70 kez seni bıçaklayanları belki 71. ciye yapmaz diye  kendi içinde affetmişliğin var senin... Onlar senin merhametinle baş edemezler. 

Çocuk Füsun, Genç Füsun, Canım Füsun senden özür dilerim, senden sıkıldığım için, hemen büyümek istediğim için.. elimden tutmana çok ihtiyacım var. Gelsem oraya tutsam elinden bana geçecek desen.. ve ben seni girdiğin yollardan çıkarsam, gel ışık burada desem...senin yolun başka desem... en baştan çizsek yolumuzu .. yordamımızı... ocağımızı...yeniden yaşamak mümkün mü? 

Kaynak sensin, sen ışık saçansın, var edenin bu dünyadaki bahşedilmiş gücüsün sen. 

Çok yorgunum, yıllardır koşuyor ama varamıyor gibiyim. Kime neyi nasıl anlatayım? Halimi kime yanayım? Hep bir tünel geçiyorum karanlıklardan ışığı buluyorum yenisi geliyor. Her seferinde korkuyorum bu kez bulamayacağım , ışığı göremeyeceğim...  korku sarıyor içimi...

Senin suçun değil olanlar artık affet kendini Lütfen.

Ben toparlanmaya çalıştıkça, diğer tarafım dökülüyor.. sıkı sıkıya tuttuğum şeyler elimde tuz buz oluyor. Bu evre ne zaman bitiyor.

Beni yoranları yürekten uğurluyorum. bir daha asla kalbimde ağırlanmayacaklar. Onlar, vefasızlıklarını haklı çıkarmaya çalışan zihinlerinde kendilerini kandırmakla meşguldür nasıl olsa.

Heeeyy, büyük Füsun sana sesleniyorum aşağılardan... Kendine yaslan!!!

Takılıp düştüğünde, dizlerin yara bere içinde kaldığında, kalbin ve ruhun kanadığında.. 

ve bir daha aynı hataları yapma ... yenilerini yap...:)  

Yeni bir hayat istiyorum. Sıfırdan, hiç kullanılmamış, çileden çıkarılmamış ümitleri elinden alınıp gençliği çalınmamış, yeni bir kalp istiyorum yerden yere vurulmamış, dağılmamış, kırılmamış.. yeni bir göz istiyorum, uykusundan ağlayarak uyanmamış.. ışıltısı kaybolmamış.. yeni bir hayat istiyorum en baştan yaşamak istiyorum...  bu hayatı... mümkün mü?

Aynı gövdede bir yanın solup giderken biri daha yeni başlıyor. Havlu atan tarafıma inat diğeri kolları sıvıyor. Bir yanın küs, tükenmiş.. diğeri taze, hevesli.. değişir dönüşür,  güzelleşir... bi yanım azılı kör.. göremiyor önünü, koru diyor beni, beri yanım ..

Acımadan soruyor soruları kader , Ama benim de var alacağım...

Geçemem toy hevesimden, İnsan ancak umutlanarak yaşar. Yenisi ile yer değiştirir vakti dolan. Hiç şaşmaz... 

Bu yüzden şairin dediği gibi  'yaprak döker bir yanımız, bir yanımız bahar bahçe..'

Yeniden şekillenen bu kadın da kim? Hay Allah ben mişim :) 

ve Füsun, ben sana çok teşekkür ederim. Pes etmediğin için, vazgeçmediğin için,  kalkıp yola devam ettiğin için, verdiğin sessiz savaşlar için, başkalarının çizdiği sınırlarda yürümeyip kendi yolunu çizdiğin için sana teşekkür ederim, sen kendinden kendini doğurdun. 

Ben yıkılmadığım için mi bunca darbeyi hak ettim.. Bu soru kafamda yankılanıyor...... ???

Hayallerinin peşinden git.. Sadece ileriye bak.. Yol çok güzel ve sürprizlere gebe.. Iskaladığın ne varsa hepsini yaşa. Yolumun henüz tanışmadığım yolcularına selamla... geliyorum... Eğer eğlenmiyorsan bir gösterin yok demektir. O zaman show başlasın.

Öpünce geçmeyecek kadar kırma kimseyi...

Bolca sarılmaktan utanma..

Şükret, 

ve daima SEV.. çünkü sevmek en güzel şey...

Şüpheye düşürmeyen sevgilere niyet ediyorum.

Hoşgeldin yaşım 39,

Bereketli yıllarım olsun. Amin.

 

Füsun Gülten.

07.09.2023


1 Ağustos 2023 Salı

 

                                                           ŞİMDİ

 

Bu sabah güneşe uyandım. Özlediğim bir sabahtı sanki. Sanki çok uzun zamandır bu anı bekliyordum. Coşku kapladı içimi, balkona çıkıp dağları ve gökyüzünü seyrettim. Ne kadar hasretle beklediğim bir anmış meğersem. Fark ettim ki uzun zamandır başımı kaldırıp gökyüzüne bile bakmamışım.

Kuşlar kondu pencereme, onlarda da bir sevinç, bayram havasında müjdeliyorlar bize büyük günün geldiğini. Kuş sesleri, tertemiz bir hava ve insanlar, hepsinin gözleri ışıl ışıl, aynı duygu, aynı sevinç.

Bu sabah güneşe uyandım. İçimi ısıttı. Unutmaya yüz tutmuş güzellikleri hatırlattı. O karanlık kış günlerinden öylesine bıkmışız ki, karamsarlığın esiri olmuşuz. Negatif olan her şeyi çantamıza koyup çıkmışız yola. Anlamsız koşuşturmaların peşine düşmüşüz. Farklı yüreklerde, farklı beklentiler, ortak olan bir şey var, hepimiz bu sabah aynı güneşe uyandık.

İş, ev arasında mekik dokuyan anne ve babalar. Tek çabaları çocukları biraz daha iyi bir gelecekte yaşasın. Anne ve babaların bu büyük koşuşturmaları arasında ezilen çocuklar,hangi ödevden başlayacaklar, hangi sınava girip hangi sınavdan çıkacaklar, ne zaman teneffüs olacak. Çoktan yüzlerinde inceden çizgiler oluşmuş bile. Telaş üzerine telaş. Neden? Niye? Bu sorulara bırakın cevap vermeyi, soruyu kendimize sormaya bile vakit bulamıyoruz.

Çalışan annelerin aklında tek soru. Ne zaman yemek pişecek? İşyerinde de her şey yarım kaldı. Çocuklar okuldan geldi karınları aç, babaları da gelir birazdan. Of yoruldum artık. Hiç bitmeyecek sandığımız o karanlık, o kısa kış günleri.

Oh bitti. Baharın kokusu geliyor burnuma ve hep eski sevgilileri akılda. Sanki içimde uyuyan kız çocuğunu uyandırdı bugünkü güneş. Bu sabah güneşe uyandım.

İçimdeki bütün negatif enerjiyi boşaltmak, özgürce dilediğim gibi çıplak ayaklarla yürümek istiyorum bugün.

Börtü böcek, koyun kuzu, yemyeşil bir hayat ve yeniden umutla bakan gözler. İnsanın içi içine sığmıyor, yaptığı uğraşlardan zevk alıyor, şehvetle ve özveriyle yapıyor.

Bugün kendimizi yeniden keşfetmeliyiz.

Kendimizle birlikte o en yakın dostlarımızı,arkadaşlarımızı da unutmuşuz. Oysa ne kadar hasret kaldık, dağlara çıkıp piknik yapmaya, derenin kıyısına çimlerin üzerine yayılıp, derenin o çağlayan sesiyle ağaçların arasından süzülen güneş ışığı görüntüsüne ve sıcak bir dost sohbeti tamamlar bu en güzel anı.

Tabi ki onları unutmamak lazım, kimlerden mi bahsediyorum? Karıncalardan, işte yine çıktılar yuvalarından, karanlık kış günlerinden sonra onları bile özlemişiz. Hep aynılar, yine çalışıyorlar, vızır vızır, dört dönüyorlar etrafta. Çalışkan karıncalar.

Bitti artık, o soğuk iç karatıcı kısa günler geride kaldı.

Çıkarın ayakkabılarınızı keşke dememek için dilediğiniz gibi basın toprağa, özgürce. Sindire sindire  yaşayın bu en güzel, en özel günleri. Keşke dememek için. Hadi. Şimdi,

Börtü böcek, koyun kuzu ve karıncalar. Bu sabah güneşe uyandım.

      

                                                                            Deneme2003umutyazıları

                                                                                                          FÜSUN GÜLTEN

 

                                                                                                               -.05.2003

GÜLE GÜLE

 

Bunu sana verebilir miyim bilmiyorum. Belki bir gün bir kitap yazarım sende bilirsin içinde sana ait bir şeyler olduğunu alır okursun belki, çok sonra.

Sen benim nedensiz ölümümdün her zaman. Ne çok sevmişti seni çocuk kalbim, deli olurdu senin için sanki senden önce seni bulacağı gün için atarmış, bunun için nefes alır verirmiş, şimdi seni buldu deli gibi atıyor, seni özlüyor, korkuyor gözlerinin ardındaki masalın karanlık bir deniz olmasından  korkuyor. Ya gidersen ben nefes alamam ki.

Seni bekliyordum belki senden önce ama seni ben çağırmadım ki sevgili. Sen ansızın geliverdin. Hayatıma girdiğin gün sana taşındı çocuk kalbim. O gün anladım bedenim, düşlerim, yaşantımın her noktası, virgülü, ünlemi mutlak senle bitiyordu. Taşkın sevinçlerim oluyordun sen benim, umudumun adı, geleceğim, her şeyi erteleyişim. Her şiir sana yazılmıştı ve her şarkı seni söylüyordu.

Kulağına bunları fısıldardım sen masaldaki prensleri anlatırmışım gibi dinlerdin. Biliyorum acı çekiyordun. Seni seviyorum dediğimde kaçıp kurtulmak isterdin, yavaşça kayardın  ellerimin arasından, ne desem laf değişir diye düşünür, bir yolunu bulur ustaca sıyrılırdın bu zamanın içinden. Ben çok kızdım içimden sana ama söylemedim hiç, sanki hiçbir şey olmamış gibi kırılan kalbimi onardım hep tek başıma, ben parçaları birleştirirken sen hep bir parça eksiltiyordun ömrümden.

Seni deli gibi kıskanırdım çoğu zaman dudaklarımı yoldum böyle zamanlarda, dişlerimi sıkar içimdeki canavara sakin olmasını söylerdim. Ben seni sevdikçe içimdeki canavar nefret etti senden. Ben sana bağlandıkça o ikimize de cellat oldu.

Onun için ölmeliydin sen.

 

*          *          *          *          *          *          *          *          *          *          *          *          *.

 

Bir şeyler eksikti, bu eksikliğin içinde büyüttük birbirimizi. Çok şey öğrettik, lakin her öğrendiğim şeyde biraz daha silikleştin gördüğüm resimden. Ağır bedeller ödedik, sevdam büyüktü yeneriz sandım.

Ben hep senin için oynadım balkona çıkma rolünü çünkü sen bahçemdeydin, ordaydın, beni bekliyordun. Seviyordun sende beni deli gibi. Biliyordun sende eksikti bir şeyler ama hiç söylemedik birbirimize. Biz sustukça içimizdeki eksiklik çoğaldı, kimsesizlik duygusuyla içimizdeki boşluk büyüdü. Uçurum oldu.

Çoğu zaman atlamak istedik uçurumdan aşağıya ama bunu bile beceremedik. Biz yakınlaştıkça o bile uzaklaştı bize. Benim sana yakınlaşıp senin uzaklaştığın gibi. Uçurumun dibine gönderdik yavaş yavaş sevgimizi-güvenimizi-aşkımızı çok derinlere gömdük kimse bulmasın diye. Cebimize karasızlık, korku, çaresizlik ve öfke birde saygımızı koyduk ne işe yaradıysa.

Neden bu kadar çok yazıyorum diye sordum kendime? Canavar hemen cevap verdi. Ne dedi biliyor musun, unutman, içinden çıkarman için, dedi. Ömrümün yarısını aldın benden, ben hepsini vermeye hazırdım ne diye çıkarayım ki seni içimden. Sevdiğim ilk adamsın.

İçime sığmıyordun, kelimeler yetmiyordu seni anlatmak için, arkadaşlarıma anlattım seni, onları dinlemezdim hiç, onlar seni dinlemeliydiler ama. İçlerinde seni hiç görmeyenler var. Düşlerinde hayali bir sen yaratanlar ama onlarda dinlemiyorlar artık beni, sıkıldılar senden. Biliyorum sende sıkıldın benden, biliyorum bende sıkıldım benden. Kendimi özlüyorum artık, ben hep sendeydim kendime dönebilir miyim? Öl desen ölürdüm. Git dedin gitmedim. Unut dedin unutmadım.

 

*        *        *        *        *        *        *        *        *        *        *        *        *.

Büyüdük. Yağmurlu bir geceydi telefona lanet okudum önce, inanmadım gözlerine baktım doğruydu, dilim tutuldu. ‘SENİ SEVİYORUM’ kelimesi boğazımı tıkadı, konuşamadım. Çok ağladım, o gece seni yeni sevgiliye yolladım. Git dedin gitmedim, güçlü gibi göründüm herkese oysa o gece öldüm. Belki geri dönersin diye arkandan baktım umutsuzca, dönmedin. Haykıramadım sana ben seni seviyorum diye.

Gönderdim seni yağmurlu gecede yeni sevgiliye….

Baharlarımız vardı yalnız bize ait olan baharlarımız. Anılarımda kaldı hepsi. Kimsesiz kaldım senden sonra. Herkese ait gibi görünüyordum. İnsanlara özlemle ve umutla bakışımda hep bu kimsesizliği taşıdım içimde. Kendi içimde bir sığıntı oldum kendime. Sana katlanarak yaşadım hep katlanarak ve eksilerek. Senin için oynadım bulup bulup kaybetme oyununu, kayboldu sevgin. Yaşamak değildi bu yaşıyor gibi olmaktı. Öyle göstermek öyle sanmaktı. Çünkü gittin sen.

Öl desen ölürdüm, git dedin gitmedim. Sen gittikten sonra taşkın sevinçlerim azaldı. Gülemiyordum eskisi gibi, artık susturmak için uğraşmıyordu hiç kimse. Sen gidince hiç kimsem kalmadı. Ben bile seninleydim.

Senin için balkondaydım yine, ama sen yoktun bahçemde. Şehrin ışıkları yandı. Gece olsun istemiyorum artık kim bilir nerdesin? İçimi en çok acıtan cümle kiminlesin? Banane canım ben seninleyim yaa.     

 

*        *        *        *        *        *        *        *        *        *        *        *        *.

 

Konuşmadık  seninle hiç, eğer konuşsaydık aramızdaki bu uçurum mevcut olmazdı beklide. Gözlerine ne zaman baksam içim ısınırdı ve gözlerinde üşüdüm en çok.

Sevgisizim ve bir hiç.

Ben hep seni savundum. Kötü olan bendim, sen hep sıvıştın ustaca ve ben istedim ki… sen güzel sevgili ben hep seni savundum. Kendime bile. Canavar haklı mıydı? Yokluğun ölüme eşdeğer olabilir miydi? Değer miydin… Önceleri seni hep uzaktan izlerdim, gitgide yakınlaşarak, korkarak ve bir korkudan ilk defa büyük bir haz duyarak. Dibine girdim. Korkarak ve bir korkudan ilk defa büyük bir haz duyarak.

Gözlerini ve burnunu izlemekten alamadım kendimi. Aşktı bu inanmadığım şeye beni o gün inandırdın. Çok uzun sürdü ilk aşkım ve bitti.

Bittikten sonrada çok uzun sürdü senden habersiz. Zaman zaman bilmeni istedim, sen bilsen yeterdi dünya bildi, sen bilmedin. Karanlık gecelerde gözlerini özledim en çok zeytin karası gözlerini. Seni bu kadar hesapsız sevmiş olabilir miydim? Evet sevmemiştim senden isteklerim vardı. Seni seviyordum Lakin,Şayet,Eğer gitmezsen. Gittin…. Ama ben yine sevdim seni. Keşke hiç gelmeseydin. Ben hep seni sevdim, seni sevmeyi değil bizzat seni. Sana söyleyeceğim o kadar çok şey vardı ki söyledim bazen ama anlatmaya kalksam giderdin, anlatmazsam kalamazdın. Kalmadın da zaten.

Uçurumdan atlasam tutar mısın beni? Mucizem, prensim benim. Sen değildin bu ne mucizeydin ne de esas oğlanım. Bir eskiciden kiraladım bu giysileri ve ben giydirdim sana. NEDEN? Bu soruya hiç cevap bulamadım. Tek bildiğim bu giysiler sende emanet gibi durdu. Taşıyamadın onları.

 

*        *        *        *        *        *        *        *        *        *        *        *        *.

 

Alışamadım gidişine…. Her şeyimdin çünkü.

Bir gün yolda karşılaştık seninle kalbim deli gibi çarptı. Gözlerine baktım uzun uzun. Sevdiğim adamdı karşımdaki, gördüm kızardın sende. Geçtik yan yana, geçtik gittik. Çok güzeldin.

İçimden seni aramak geliyor sanki sesini duymak için yıkacağım dağları, keşke hiç veda etmemiş olsaydın o gece. Beklide o zaman hiç gitmemiş olurdun.

Sana yazdığım şiirleri okumuş, kızmıştın bir gün. Neden böyle yazıyorsun? Demiştin. Diyemedim sana o gün yaşadıklarımı değil yaşayacaklarımı yazıyorum diye. İşte şimdi yazdıklarımın tam ortasındayım. Önce yazdım, sonra yaşadım.

Bugün hava yine sen kokuyor.

Artık biliyorum mutluluklarım ve acılarım benim ve sensizlikte.

Sen ilksin ama son olmayacaksın. Benim en büyük düşmanım benim. ‘nasıl görmek istiyorsan öyledir’ ya ben seni fazla gördüm sevgili, olduğundan çok ama çok fazla. Bunu ben yarattım ve ancak ben yok edebilirim. Teşekkür ederim sana;

         Kaçtığın, saklandığın, tebessümlere sığındığın, adımlarca uzağımda yürüdüğün için bunca yabancılaştığın için teşekkür ederim. Bu ölümü atlatacağım ben, kimseler görmeyecek. Öyle çok ölüm yaşattın ki… Geçer dediler.

Yüreğimden kan aktı ama geçti. 

                                              

                                      SEN BİZİ BİZE HASRET BIRAKTIN SEVGİLİ….

 

  FÜSUN GÜLTEN

  • 2003 de yazdığım bir yazı buldum. O günden bugüne bir şey değişmemiş boşuna yaşanmış bir hayat.

20 Temmuz 2023 Perşembe

Ayağa Kalkacak



İsteseydin yüreğimi verirdim,

Aklımı aldın..

Ahımı aldın..

Canımı Aldın...

Gittin...

LAKİN

Gitmek çözüm değil hevestir. 

Gidense korkmuştur. 

Kalanın kapısı ve yapısı hep sağlamdır. 

Çünkü özveri kök ondadır. 

Kalbi yorulsa da ruhu ayağa kalkacaktır.

19.07.2023

22 Haziran 2023 Perşembe




Gerçekten sevilirseniz şüpheye düşmezsiniz..

Sevgi; endişeyi, merakı, özlemeyi,  barındırır içinde. Gerçekten sevildiğinizde, ne kalbinizde boşluk hissedersiniz ne de sırtınızı yaslarken düşeceğim korkusu. Birinin gönlünde hoş gelmekle, birinin gönlünde yer etmek aynı şeyler değil.


İnsan ihmal ettiklerinin bedelini ağır öder. Ağır ödeyeceksin.


Defolu sevgine , samimi olmayan ilgine katlanmayacağım.

İçim yoruldu. Bedenim .. ruhum. hücrelerim... 

nasıl sabrettiğime ben bile şaşırıyorum..

şakaya vuruyorum diye anlaşılmıyor ama ben çok kırgınımmm

en çok kendime kızgınım tüm bu olanlara hep ben izin verdim.

hayat beni yeni bir merhaba ile ödüllendirdi.

senden vazgeçerek kurtuluyorum...

Işıkları sen kapattın.. karanlıktan korkuyorum ama merak etme ben bunu da halledeceğim.

Herşeyi göze aldın..

Ve beni gözden çıkardın.

25 Mayıs 2023 Perşembe




Sen yaşamayı nefes almak sanıyorsun...

Ya beni içeri al, ya da yüzüme kapat, kilitle kapılarını.. Kapı eşiğinde duracak yaşlarımı çoktan geçtim ben...

Ben, bu durakta beklemekten çok sıkıldım. Öyle böyle sıkılmadım hem de... 

Yorgunluklarımı alacak, kabuğunda dinleneceğim, dallarında çiçek açacağım iklimlere kanat çırpmaya gidiyorum. Sen beni zamana bıraktın... ama zaman beni sana bırakmadı..

bekleme hissi, beklemek ,, neyi ve neden? gelse ne olacak ki? neyi değiştirecek neyi unutturacak...

Yaşamak çok kıymetli, yaşamak senin yaptığın gibi bir şey değil...


Hoşçakal.




20 Şubat 2023 Pazartesi

 

'bir tarihten alıntı...

Seni bir daha görmeme ihtimalim değil; bir daha kimseye sana baktığım gözlerle bakamama ihtimalim korkutuyor beni...

diye yazmışım zamanın bir yerinde...


Sen şu an muhtemelen kocaman egonu okşaya okşaya sanıyorsun ki ben seni özlüyorum..

'Bunun henüz ben bile tam olarak farkında değilim ama aslında özlediğim şey ruhumun sende kalan parçaları..'


Bir insanı sevmek; ona hayallerinle, korkularınla, kalbinde kutuya kaldırdığın tüm kırgınlıkların ve umutlarınla taşınmak demek çünkü..

ve bir insana emek vermek; canından ipliklerle ona nakış gibi dokumak demek.. ayrılırken söksen ne olacak......... bırakıp önüne baksan .......

ömür boyu insanın canından kaç metre iplik çıkacak Kİ...


İçim deli bir deniz; tutkulu bir öfkeyle patlayıp dalgalanıyor, fırtınalar dinmiyor gecelerce..

ve sen hayatla dalga geçen bir sörfçü gibi hepsini atlayıp yine yeniden beliriyorsun...

bazı şeyler asla eskimiyor.. zamana bir şekilde kafa tutuyorlar.

ve belki de en kötüsü bu; o şeyler hep yepyeni ve .....ve..

 sen benim emeğimsin... 

hep gittiğin yerdesin... 

daha kötüsü bu... 

ne sen gidebildin... ne de ben bırakabildim... 

14 Aralık 2022 Çarşamba

Artık ikimiz için çok geç

 Sen beni zamana bırakıyorsun ya...

Bakalım zaman beni sana bırakacak mı?


21.11.2022

Füsun